Farklı yaş gruplarındaki kadınların ve erkeklerin yüzünde altın oranın yakalanması amacıyla sıklıkla uygulanan çene dolgusu pratik ve etkili bir medikal estetik prosedürdür. Çene dolgusu enjeksiyonuyla hastada mevcut simetri sorunları giderilebilir, yüzün geri kalanıyla orantılı ve daha estetik bir görünüm sağlanabilir. Çene dolgusu son derece önemli bir medikal estetik prosedürdür. Çünkü yüzün çekici ve güzel bir görünüme sahip olmasında çenenin kritik bir rolü vardır. Bu nedenle çene dolgusuna, alt yüzde estetik orantıyı yakalamak ve çenede estetik bir görünüm oluşturmak amacıyla sıklıkla başvurulur.
Çene dolgusunun kişi özelinde ihtiyaçlara ve beklentilere uygun olarak planlanması ve uygulanması halinde doğal ve estetik bir görünüm elde etmek mümkündür. Çene dolgusu enjeksiyonundan sonra hedef bölgede geçici şişlikler ve kızarıklıklar görülebilir. Genellikle birkaç gün içerisinde kendiliğinden düzelen bu durumun yanı sıra, hasta enjeksiyon sonrası ağrı ve rahatsızlık hissedebilir. Bu süreçte hastanın konforunu artırmak için basit ağrı kesiciler reçete edilebilir.
Hastalar çene dolgusu enjeksiyonundan sonraki ilk 24 saat makyaj yapmamalı ve ciltlerine aitli ürünleri temas ettirmemelidir. Doktorun belirttiği süre boyunca ağır egzersizler yapmamak, sauna ve hamam gibi ortamlarda bulunmak dikkat edilmesi gereken diğer bir noktadır. Çene dolgusu genel anestezi ve cerrahi kesi gerekmeden uygulanan bir işlemdir. Bu nedenle pratik ve iyileşme süresi gerektirmeyen bir medikal estetik prosedür olma özelliği taşır. Hastalar çene dolgusundan elde edilecek sonuçların kalıcılığını artırmak için doktorun belirttiği noktalara özen göstermekle birlikte günlük yaşantılarına kaldıkları yerden devam edebilirler.
Çene Dolgusu Nasıl Yapılır?
Çene dolgusu enjeksiyonla gerçekleştirilen bir prosedürdür. Uygulama sırasında hastanın hissetmesi olası acıyı ve ağrıyı kontrol altına almak için öncelikle bölgeye lokal anestezik etkili krem sürülür ve bölgenin uyuşması beklenir. Daha sonra ince uçlu iğneler kullanılarak hasta özelinde belirlenen noktalara dolgu maddesi enjeksiyonu yapılır. Enjeksiyonun ince uçlu iğneler yerine kanüllerle yapılması da tercih edilebilir.
Çene dolgusu prosedüründen doğal ve estetik açıdan tatmin edici sonuçlar alınabilmesi için, doğru noktalara doğru dozlarda dolgu maddesi enjeksiyonu yapılmalıdır. Bu sayede hastanın yüz yapısına ve beklentilerine uygun bir yüz profili elde etmek söz konusu olabilir. Diğer yandan çene hatta sinirlerin ve damarların yoğun olduğu bir bölgedir. Bu nedenle çene dolgusu alanında uzman, deneyimli ve bölgenin anatomik yapısına hakim doktorlar tarafından yapılmalıdır.
Çene dolgusu her hastaya göre özelleştirilebilen ve özelleştirilmesi gereken bir prosedürdür. Hasta özelinde ne kadar dolgu maddesine ihtiyaç duyulduğu ve dolgunun hangi bölgeye enjekte edildiği belirlenir. Bu aynı zamanda çene dolgusu sonrası oluşabilecek şişliklerin ve morlukların boyutunun ve yerinin de hasta özelinde farklılık gösterebileceği anlamına gelir. Enjeksiyon noktalarında ya da hedef bölgede hafif dereceden orta dereceye kadar değişen düzeylerde şişme ve morarma meydana gelebilir.
Çene dolgusu enjeksiyonunu takip eden ilk iki gün buz kompresi yapmak ve uyku sırasında başı yüksek bir pozisyonda konumlandırmak, şişliklerin ve morlukların azaltılmasını sağlayabilir. İşlemin üzerinden 24 saat geçtikten sonra morluklar olan bölgelere kapatıcı makyaj uygulanabilir. Çene dolgusu enjeksiyonu yapılan bölgelerde şişlik azaldıktan sonra, dolgu işlemine bağlı olarak elde edilen sonuçlar görülebilir.
Çene Dolgusu Avantajlı Bir Prosedürdür
Çene dolgusunun en önemli avantajlarından biri, cerrahi bir kesi yapılması gerekmemesidir. Böylece çene dolgusundan sonra hastaların günlük yaşantısında hiçbir kesinti olmaz. Diğer cerrahi prosedürlerde olduğu gibi uzun bir iyileşme süresine ihtiyaç duyulmaz. Uygulamanın ardından enjeksiyon sonuçları hemen fark edilebilmesine karşın, kesin sonuçların görülmesi için bölgede enjeksiyona bağlı olarak oluşan ödemin geçmesi gerekir.
Çene ucunun geri kalması ya da farklı nedenler sonucu meydana gelen görünüm bozukluklarının, çene dolgusu sayesinde hızlı ve basit bir prosedürle giderilmesi sağlanabilir. Genetik nedenlere bağlı olarak çenede meydana gelen yapısal bozukluklara ek olarak darbe, travma, yaş alma, kaza ya da diğer etkenler dolayısıyla görülen sorunlara çene dolgusu prosedürü ile müdahale etmek mümkündür. Bu sayede çene ucu sivriliği, çene bölgesi sarkmaları, çene ucu düzlüğü, çene belirsizliği veya çenede çok derin gamzeler bulunması gibi durumların giderilmesi sağlanır.
Doğru planlanmış ve uygulanmış bir çene dolgusu prosedürü sayesinde hastalar yüzleriyle uyumlu bir çene yapısına, aynı zamanda daha genç bir görünüme kavuşabilirler. Çene dolgusu prosedürü ile çene çizgisinin tanımı ve şekli iyileştirilebilir. Yaş almanın yanı sıra yer çekiminin etkisiyle deri ve yumuşak dokuda yaşanan alçalma, bunun yanı sıra kemik rezorpsiyonu değişiklikleri, ön gıdı sulkuslarının ve genel olarak kötü tanımlanmış çene hattının gelişmesiyle görünümde değişim meydana gelebilir. Hastalar alt yüz bölgesinde yaşlanma belirtileri olması halinde, daha genç bir görünüme sahip olmak için çene dolgusu prosedüründen faydalanabilirler. Daha genç yaştaki hastalar ise daha erkeksi ya da daha feminen bir görünüme sahip olmak için çene dolgusu prosedürüne başvurabilirler.