İçindekiler
Deri yaşlanması denildiğinde her ne kadar akla tüm vücut derisinin gelmesi gerekse de kozmetik anlamda genelde yüzdeki deri yaşlanmasından bahsedilir. Yaşlanma; kalıtımsal özelliklere, çevre ve yaşam biçimlerine farklı olarak her insanda bir diğerinden farklı şekilde ilerleyen bir süreçtir. İnsan vücudundaki tüm organlar gibi deri de zamanla birlikte yaşlanır. Aradaki fark sadece deride bu sürecin gözle görülebilmesidir. Deri vücudun en büyük organı olmasının yanı sıra vücudun dışa açılan penceresi olarak da kabul edilir. Ve yaşlanmanın en erken belirtileri de deride kendini gösterir.
Vücuttaki diğer organlara benzer bir şekilde deri de zaman, hormonal değişiklikler ve beslenme farklılıkları gibi nedenler sonucunda ciddi değişikliklere uğrar. Bunlara ek olarak birçok organdan farklı olarak çevresel faktörlerden özellikle de güneşten gelen UV ışınlarından doğrudan etkilenir. Derinin yaşlanması ile birlikte cildin hücre sayısında, hacim ve fonksiyonlarında azalmalar görülür. Deri yaşlanması son derece karmaşık ve geri dönüşümü olmaya kimyasal ve biyolojik bir durum olmakla birlikte herkeste ortaya çıkış hızı farklıdır.
Deri; epidermis, dermis ve deri altı dokusu olarak bilinen üç farklı katmana sahiptir. Temel olarak iki hayati fonksiyona hizmet eden deri; vücuda fiziksel, kimyasal ve bakteriyolojik izinsiz girişleri engelleyip su kaybını önler. Ayrıca ter bezleri aracılığıyla vücut ısısının kontrolünü sağlar. Dokunma hissine aracılık eden, hormon üretiminde ve sosyal iletişimde rol oynayan derinin işlevleri yaşlanma sürecinden olumsuz etkilenir.
Deri Yaşlanması Nedir?
Deri yaşlanması günümüzde hem kadınları hem de erkekleri etkileyen en önemli sorunlardan biri olarak kabul edilir. Kişiler yaş aldıkça vücutlarındaki dokular da yaşlanır ve bazı değişikliklere uğrar. Bunlar arasında en dikkat çeken ise ciltte yaşlanmaya bağlı ortaya çıkan değişiklikler olur. Her ne kadar yaşlanmanın durdurulması ya da yaş almaya bağlı olarak gelişen cilt problemlerinin tamamen engellenmesi mümkün olmasa da ortaya çıkan belirtilerin kontrol altına alınması mümkündür.
Deri yaşlanması yapısal ve moleküler bozulmaya bağlı olarak derinin hem fonksiyonunu hem de görüntüsünü etkileyen bir süreçtir. Bu süreç iç ve dış etkenlere bağlı olarak şekillenir. Deri yaşlanması zamana bağlı olarak ortaya çıkan kronolojik yaşlanma (iç yaşlanma) ve başta güneşin zararlı ışınlarına maruz kalma olmak üzere yetersiz beslenme, düzensiz uyku, aşırı ölçüde alkol ve sigara tüketimi gibi olumsuz çevresel faktörlere bağlı olarak oluşan fotoyaşlanma (dış yaşlanma) olarak ikiye ayrılır. Deride görülen değişikliklerin %90’ından fazlası kronik güneş hasarının neden olduğu çevresel etkenlerden kaynaklanır. Bu nedenle dış yaşlanma aynı zamanda fotoyaşlanma ya da güneş ışınlarına bağlı yaşlanma olarak da adlandırılır.
Deri yaşlanması zaman içerisinde ortaya çıkması kaçınılmaz olan kompleks biyolojik bir olay olup yaşlanma ile birlikte deride en çok göze çarpan değişiklikler; kuruluk, normal elastikiyetin kaybı, ince ve derin kırışıklıklar olarak sıralanabilir.
Deri Yaşlanması Kimler İçin Uygundur?
Deri yaşlanmasında genetik yatkınlık önemli bir faktör olsa da güneş ışınlarına maruziyet, sigara, alkol, makyaj, düzensiz beslenme gibi etkenler deri yaşlanmasını hızlandıran nedenleri oluşturur. Cilt kendini sürekli yenileyerek yaşlanma etkilerini onarmakla birlikte yaş alma ile birlikte hücrelerdeki onarım süreci yavaşlamaya başlar. Ciltteki kolajen üretimi azalır, cildin destek tabakasını meydana getiren bağ dokusundaki elastik lifler kaybolur. Buna bağlı olarak cilt gevşemesi, kırışıklıklar, güneş lekeleri ve cilt incelmesi gibi yaşlanma belirtileri ortaya çıkar.
Günümüzde pek çok kişi için genç bir görünümün korunması ya da yeniden kazanılması son derece önemlidir. Zamana ve dış faktörlere bağlı olarak meydana gelen deri yaşlanması ile mücadelenin ten etkin yolu; cilt tipine uygun ürünlerle cildin temizlenmesi, nemlendirilmesi ve güneşten korunmasıdır. Oluşan deri yaşlanması ile mücadele etmek için ise pek çok farklı tedavi yaklaşımı bulunmakta olup cildindeki yaşlanma etkilerini gidermek ya da etkilerinin hafifletmek isteyen herkese deri yaşlanması tedavisi uygulanabilir.
Deri Yaşlanması Neden Olur?
Yaşlanma vücuttaki dokuların doğal yollarla yavaş yavaş bozulması süreci olsa da kişinin genetik yapısı ile doğrudan ilişkilidir. Deri yaşlanması kronolojik yaşlanma ve fotoyaşlanma olarak iki şekilde sınıflandırılabilir. Fotoyaşlanma durumunda; yapay kaynaklı ışınlara ya da ultraviyole güneş ışınlarına sürekli maruz kalan deride vaktinden önce yaşlanma belirtileri görülmeye başlanır.
Atmosferde yer alan kirler cildin koruyucu hidrolipidik tabakasını zayıflatıp yüksek oksidasyon gücüne sahip serbest radikaller oluşturur. Böylece cildin yaşlanmasını hızlandırmış olur.
Sigara, alkol, stres, düzensiz beslenme gibi etkenler sonucunda ortaya çıkan sağlıksız yaşam biçimi cildin ışıltısını ve diriliğini kaybetmesinin en önemli nedenlerinden biridir. Stres ve yorgunluk kaslarda yarattığı gerginlik nedeniyle ciltte buruşmaya ve çizgilenmelere neden olur. Fazla çalışmak ya da yetersiz bir beslenme programı uygulamak hücrelerin dermis rezervlerini kullanarak kendisini beslemesini sağlar ve cildin temel elementlerinde eksilme olur.
Yaşlanmanın ilk belirtileri ince çizgiler, ışıltı ve elastikiyet kaybı olarak kendisini gösterir. Bu belirtiler, cilt hücrelerinin metabolizmalarının yavaşlamasına ve özellikle UV ışınlarına maruz kalma ile tetiklenen serbest radikallerin tekrar eden saldırılarına bağlı olarak oluşur. Daha sonra çizgiler derinleşir, cilt sıkılığını yitirir. Bu belirtiler dermis için temel maddeler olan hyaluronic asitin ve kolajen fiberlerinin azalmasından kaynaklanır.
Daha sonra cilt yoğunluğunu ve canlılığını kaybeder. Zaman içerisinde cildin temel bileşenlerinin sentezinde de yavaşlama görülür. Kolajen ve hyaluronik asit gibi cildi destekleyen ana maddeler azalırken cilt yapısı yoğunluğunu kaybedip sarkmaya başlar. Cilt tipinin kuruya dönmesiyle cilt lipidlerinin doğal sentezinde de azalma meydana gelir.
Deri Yaşlanması Tedavisinin Önemi Nedir?
Zamanı yavaşlatmak ve yaşlanmayı durdurmak mümkün olmasa da deri yaşlanması belirtilerinin görülmeye başlanmasıyla birlikte bu belirtiler doğru yöntemlerle kontrol altına alınabilir. Aynı zamanda henüz ortaya çıkmamış belirtilerin önlenmesi ya da geciktirilmesi de söz konusu olabilir. Bununla birlikte her deri yaşlanması belirtisi için alınacak önlemlerin ve uygulanacak yöntemlerin farklı olması gerektiği göz ardı edilmemelidir.
Deri Yaşlanması Tedavisi Nasıl Yapılır?
Deri yaşlanma belirtileri ile mücadele etmek ve yeni belirtilerin ortaya çıkmasını engellemek için Botox, dermal dolgular, kimyasal peeling, PRP, mezolifting, lazer, radyofrekans gibi yöntemler tek başına ya da kombine olarak uygulanabilir. Uygulanacak yöntem belirlenirken kişinin beklentisi ve cilt yapısı göz önünde bulundurulur.
Yaşlanma ve yıpranma sürecini en çok yansıtan bölge yüz olduğundan yüz bölgesi gençleştirme işlemleri deri yaşlanması tedavisinde önemli bir yere sahiptir. Kemik, yağ, kas ve deri dokusunda yaşanan değişiklikler sonucunda yüzde statik ve dinamik kırışıklıklar oluşur. Dinamik kırışıklıklar mimik kaslarının kasılmasına bağlı olarak 20’li yaşlardan itibaren artış gösterir. Zaman içinde statik kırışıklıklara dönebilen dinamik kırışıklıkların en belirginleri kaş arasındaki, alındaki çizgiler ve kazayakları olarak bilinir. Statik kırışıklıklar yüz istirahat halindeyken görülen, yerleşim yerine göre mimiklerle daha da belirginleşebilen kırışıklıklardır. En çok görülen statik kırışıklıklar ağız çevresindeki gülme çizgileriyle alt göz kapağındaki kırışıklıklardır.
Botoks yöntemi özellikle yüzde oluşan dinamik kırışıklıklar ile mücadele etmede kullanılan en popüler yöntemlerden biridir. Etkisi süresi kişiden kişiye değişmekle birlikte genellikle 3-6 ay arasında olur. Bu yöntemde sinir uçlarından bir maddenin salınımı buna bağlı olarak da ilgili sinirin etkilediği kasın hareketi durdurulur.
Dermal dolgular; starların düzleştirilmesi, inişli çıkışlı ve gevşek hatların belirlenmesi, kırışıklıkların ve kıvrımların düzeltilmesi, deriye yenilenmiş bir görünüm kazandırılması amacıyla uygulanır. Kişideki soruna göre farklı dolgu maddeleri kullanılarak cilt dolgunlaştırılır, düzgün ve nemli bir görünüm kazandırılır.
Kimyasal peeling yönteminde bir ya da birkaç kimyasal ajan deriye uygulanarak farklı derinliklerde kontrollü hasar oluşturulur. Ardından iyileşme döneminde yenilenmiş sağlıklı bir derinin ortaya çıkması hedeflenir. Kimyasal peeling cildin rengine, tipine, uygulama amacına ve derinliğine göre belirlenir. Yüzeysel peeling ile genelde üst deri tabakasının yenilenerek üst deri kökenli lekelerin giderilmesi sağlanır.
PRP yönteminde kişiden alınan az miktarda kan bazı işlemlerden geçirilerek bileşenlerine ayrılır. Bu özel işlemler sonucunda elde edilen az miktardaki trombosit yönünden zenginleştirilmiş plazma cildi gençleştirme amacıyla kişiye enjekte edilir. PRP yöntemi yara izlerinin, kırışıklıkların, lekelerin ve saç dökülmesinin tedavisinde kullanılabilir.
Mezolifting; antioksidan, vitamin, hyaluronik asit gibi maddelerin karışımlarının cildin orta tabakasına enjekte edildiği yöntemdir. Bu sayede cildin kolajen ve elastin üretiminin artırılması, cildin yenilenmesi sağlanır.
Lazer yönteminde cilt lazer ışınları ile taranır. Lazer ışınlarının ısıya dönüşmesiyle bölgedeki kolajen üretimi artırılır. Ve yeni bağ dokusu oluşumu sağlanır. Böylece cilde canlı ve gergin bir görünüm kazandırılmış olur.
Çalışma Saatlerimiz
Günler | Saatler |
Pazartesi | 10:00–18:00 |
Salı | 10:00–18:00 |
Çarşamba | 10:00–18:00 |
Perşembe | 10:00–18:00 |
Cuma | 10:00–18:00 |
Cumartesi | 10:00–18:00 |
Pazar | Kapalı |
Google Yorumları
Doktor – Hasta gizliliği sebebiyle yorumlarda isim ve fotoğraf alanları gizlenmiştir. Google haritalar üzerinden yorumların devamını kontrol edebilirsiniz.
Post a comment