PRP diğer bir deyişle Platelet Rich Plasma, trombosit ve pıhtı hücresi açısından zenginleştirilmiş plazma anlamına gelir. Bu tedavide hastadan 8 ile 20 mm arasında kan alınır ve santrifüj işleminden geçirilir. Elde edilen plazma tedavi edilmek istenilen bölgeye uygulanır. PRP tedavisinin amacı bozulmuş olan dokuların kendini onarma refleksini güçlendirerek harekete geçmesini sağlamaktır. PRP tedavisinde hastanın kendi kanı kullanıldığı için vücutta herhangi bir yan etki oluşması söz konusu değildir. Tedavinin sağladığı en önemli avantaj ciltte yalnızca enjeksiyon yapılan alanda değil derinin büyük bölümünde etki oluşturmasıdır.
PRP medikal bir estetik prosedür olduğundan cerrahi müdahale ve genel anestezi gereksinimi yoktur. Seanstan sonra hasta günlük yaşantısına aksaksız bir şekilde devam edebilir. Uygulama alanı son derece geniş olan PRP; yaş almaya ve güneş ışınlarının zararlı etkilerine bağlı olarak deride meydana gelen izlerin, lekelerin ve çatlakların giderilmesi, saç dökülmesinin engellenmesi ve farklı estetik amaçlarla uygulanabilir.
Uygulama hastanın kendi kanından elde edilen maddeyle gerçekleştirildiği için herhangi bir alerjik reaksiyon oluşması söz konusu değildir. Uygulama sırasında ve sonrasında enfeksiyon riskiyle karşılaşılmaz.
PRP Hangi Amaçlarla Uygulanır?
PRP; cilt gençleştirme, estetik operasyonlar sonrası iyileşme sürecini hızlandırma, cilt lekelerini giderme, eklem bölgelerindeki kireçlenmeleri giderme ve saç sağlığını iyileştirme gibi amaçlara yönelik olarak uygulanabilir.
Boyun, dekolte bölgesi, yüz, ellerin üstü ve saçlı deride cilt gençleştirmenin sağlanması amacıyla PRP prosedüründen yararlanılabilir. Aynı zamanda göz altı morlukları ve leke tedavisinde de PRP yöntemi kullanılabilir. Diz eklemlerindeki ağrıların giderilmesinde de PRP tedavisinin etkili olduğu bilinmektedir.
PRP cerrahi bir prosedür olmadığı için hızlı, kolay ve ağrısız bir tedavi şekli olarak kabul edilir. Hastanın PRP enjeksiyonundan sonra iyileşme süresine ihtiyacı olmaz. Bu nedenle günlük hayatına kesintisiz bir şekilde devam etmesi mümkündür. Hastanın kendi kanından elde edilen plazma cilt altına enjekte edildiği çin vücuda dışarıdan herhangi bir maddenin verilmesi söz konusu değildir. Enjeksiyondan sonra bir yan etki görülmediği gibi cilt kendi kendini iyileştirmeye başlar.
PRP yaşlanmanın etkilerine karşı geliştirilen en etkili tedavi yöntemlerinden biridir. Zamanın ciltteki olumsuz etkilerini ortadan kaldırmak, genç, canlı, lekesiz ve kusursuz bir cilde sahip olmak isteyen kişilerde sağladığı faydalar nedeniyle sıklıkla kullanılır.
PRP İle Cilt Gençleştirme
Hastadan alınan kanın, santrifüj işleminden geçirildikten sonra yine kendi cildine enjekte edilmesine dayanan PRP prosedüründe; santrifüj aşamasında kandaki trombositler yani plateletler yoğun bir şekilde bir araya toplanır. Trombositlerin en önemli özelliklerinden biri cilt üzerindeki deformasyonları ve yaraları hızlıca iyileştirebilmesidir. PRP tedavisi cildin yeniden yapılanmasına yardımcı olarak yaş almaya bağlı olarak ortaya çıkan birçok farklı sorunun ortadan kaldırılmasını sağlar.
PRP yapılacak hastadan 10 cc kan alınmakta olup bu miktar çay bardağının yaklaşık onda birine denk gelir. Alınan kan santrifüj cihazına yerleştirilerek kanın platelet bakımından zengin olan kısmı açığa çıkarılır. Bu işlem 8 dakika boyunca 3000 devir/dakikada gerçekleştirilir. Ayrıştırılmış olan bu kan içinde trombositler yoğundur ve PRP açısından gerekli olan maddedir. PRP prosedürü uygulama bölgesine bu maddenin enjeksiyonu ile tamamlanır. Elde edilen plazmada yoğun trombositler ve lökositler vardır. Aktive olmuş trombositler ve lökositler büyüme faktörü salgılama özelliğine sahiptir. Büyüme faktörlerinin görevi kök hücrelerin göçünü ve çoğalmasını tetiklemektir. Bunun sonucunda dokularda kendini yenileme süreci başlamaktadır.
Yapılan PRP enjeksiyonundan sonra cilt gençleşir, eskisinden daha canlı ve dinamik bir görünüm kazanır. Yüz bölgesinde çeşitli nedenlere bağlı olarak ortaya çıkan ince kırışıklıklar da PRP enjeksiyonuyla giderilebilir. Cildin nemliliğini ciddi düzeyde artıran PRP akne, yara ve sivilce izlerinin onarılmasında da önemli bir role sahiptir.
PRP Hakkında Merak Edilenler
PRP genel sağlık durumunda uygulamaya engel herhangi bir durum olmayan herkese uygulanabilir. Kanındaki trombosit sayısı normalde az olan kişilere PRP yapılamaz. Kandaki trombosit sayısı ne kadar yüksekse uygulamanın etkisi ve başarısı da o oranda artar. Kan sulandırıcı ilaç kullanan, kanamalı yarası olan, kanser hastası olan ya da geçmişinde kanser hastalığı öyküsü bulunan kişilere PRP yapılması söz konusu değildir.
PRP yönteminin özelliği, kişinin kendi kanının zengin maddeler bakımından ayrıştırılması ve bu maddenin enjekte edilmesiyle uygulanmasıdır. İçinde yabancı madde ya da herhangi bir ilaç bulunmadığından PRP yöntemini herhangi bir yan etkisi ya da riski yoktur.
PRP tedavisinin kaç seans uygulanacağı; yaşa, kişinin ihtiyaçlarına ve tedavi edilmek istenilen bölgenin mevcut durumuna göre değişebilir. Yaş almanın etkilerinin durdurulması mümkün olmadığından PRP uygulanan kişilerde de yaş almaya bağlı olarak kırışıklıklar oluşmaya devam edeceğinden yılda bir kez PRP tedavisinin uygulanması önerilir.
PRP enjeksiyonundan sonra hafif kızarıklık, şişlik ve morluk görülebilir. Uygulama bölgesine soğuk uygulanması etkili olabilir. Eğer hafif bir ağrı meydana gelirse doktorun önerdiği basit ağrı kesiciler kullanılarak bu sorunların giderilmesi mümkün olabilmektedir. PRP prosedürü belirli aralıklarla tekrarlandığında daha etkili sonuçlar alınabilmektedir.