Yüzdeki lekeler, ten rengiyle kıyaslandığında daha koyu ve çoğunlukla kahverengi cilt lekeleri olarak tanımlanabilir. Çeşitli nedenlere bağlı olarak ortaya çıkabilen yüzdeki kahverengi lekeler genel olarak her yaş grubunda görülebilse de, orta yaşlarda görülme sıklığı daha fazladır. Ciltteki kahverengi lekelenmeler çoğunlukla yoğun olarak güneş ışığına ya da solaryum gibi cihazlarda kullanılan yapay UV ışınlarına maruz kalmaktan kaynaklanır. Buna ek olarak bazı ilaçların yan etkisi ya da belirli cilt sorunları da yüzde kahverengi lekeler oluşmasına neden olabilir. Lekelerin yüzde daha çok görülmesinin en önemli nedeni, vücudun güneşin zararlı ışınlarına en çok maruz kalan bölgesinin yüz olmasıdır.
Yüzde görülen kahverengi lekeler aynı zamanda melazma olarak da bilinir. Yanak, çene, alın, burun ve dudak üstünde koyu lekelere neden olan melazma, son erece yaygın görülen bir cilt problemidir. Cilt renginin bozulması yani hiperpigmentasyon nedeniyle oluşan lekeler, gebelik döneminde yaygın olarak görülür. Ciltte lekelenmeler olması genellikle endişeye neden olsa da, melazmanın sağlık açısından bir zararı yoktur. Tedavi genellikle estetik kaygıları gidermek amacıyla tercih edilmekte olup tedavi uygulanmaması bir soruna neden olmaz.
Yüzdeki Kahverengi Lekelerin Semptomları Neler?
Melazma her ne kadar sıklıkla yüzde kahverengi lekelere neden olsa da, vücudun güneş ışınlarına maruz kalan diğer bölgelerinde de lekelenmelere yol açabilir. Lekeler açık tenli kişilerde kahverengi iken, daha koyu ten rengine sahip olan kişilerde soluk gri tonlarında ortaya çıkabilir. Melazmanın belli başlı semptomlarını şu şekilde sıralamak mümkündür:
Kişinin ten renginden daha koyu lekeler olması,
Yüzün her iki tarafında da lekeler oluşması,
Büyük ve koyu lekeler görülmesi,
Lekelerin dudak üstü, çene gibi belirli bir bölgede yoğunlaşması
Bu semptomlar fark edildiğinde vakit geçirmeksizin doktora başvurulmalıdır. Melazma yüzün bazı noktalarında renk değişikliğine neden olmanın yanı sıra estetik kaygılara, buna bağlı olarak öz güven zedelenmesine yol açabilir. Ortaya çıkan cilt sorunu dolayısıyla kişinin dış görünüşü değişince depresyon ve anksiyete bozukluğu gelişebilir. Bununla birlikte daha önce de belirtildiği üzere melazma kişiye fiziksel herhangi bir zarar vermez.
Yüzdeki Kahverengi Lekelerin Teşhis ve Tedavisi
Melazma teşhisi koymak için genellikle görsel muayene yeterli olsa da, bazı durumlarda belirli nedenleri ekarte etmek için bazı testlerin uygulanması gerekliliği doğabilir. Melazmanın diğer cilt sorunlarıyla benzer semptomlar gösterebilmesi nedeniyle biyopsi incelemesine gereksinim duyulabilir. Bunun için küçük bir deri örneği alınır ve laboratuvar ortamında incelendikten sonra teşhis konulur.
Wood lambs incelemesi ise melazma teşhisinde kullanılabilecek diğer bir yöntemdir. Cilde özel bir ışık tutularak bakteri ve mantar enfeksiyonu olup olmadığı belirlenir. Bu yöntemi melazmanın kaç cilt katmanını etkilediğini tespit etmek için de kullanılabilir.
Yüzdeki kahverengi lekeler ağrıya ya da acıya yol açmaz. Bu lekeler cildin diğer kısımlarıyla aynı dokuya sahip olduğu ve sağlık açısından risk oluşturmadığı için tedavi uygulanması şart değildir. Ancak, kozmetik nedenlerle tedavi sıklıkla tercih edilir. Melazma tedavisi amacıyla uygulanabilecek farklı yöntemler vardır. Topikal tedaviler ve estetik prosedürler olarak kategorize edilebilen bu yöntemler arasından doğru bir seçim yapmak için kişinin cilt tipi değerlendirilir.
Yüzdeki kahverengi lekeleri gidermek için cilt rengini ağartma özelliğine sahip kremler reçete edilebilir. Birkaç ay süreyle kullanılan kremler, lekelerin görünümünü kademeli olarak azaltır. Cilt aydınlatıcı kremlerin üretiminde, melanin üretimini azaltma etkisine sahip hidrokinon isimli bir aktif madde kullanılır. Hidrokinon maddesinin uzun süreli ya da yüksek konsantrasyonda kullanımının ciddi sağlık problemlerine neden olma riski vardır. Bu nedenle, doktor gözetiminde ve doktorun önerdiği süre boyunca kullanılmalıdır.
Bazı durumlarda sivilcelerin de yüzde kahverengi lekelere neden olması riski vardır. Bu durumda kahverengi lekelerin giderilmesi için retinoid, alfa hidroksi asit, retinol, glikolik asit, deoksyarbutin, kojik asit ya da adapalen içeren kremlerin kullanılması gündeme gelebilir. Bu bileşenlere sahip kremler, hiperpigmentasyonu hafifletmeye de yardımcı olabilir. Topikal tedavide kullanılan kremler cilt hassasiyetini artıran bileşenler içerebildiğinden tedavi süresince yüksek koruma faktörlü güneş kremi kullanılması ihmal edilmemelidir.
Yüzdeki kahverengi lekeleri gidermek için tıbbi prosedürlerden faydalanılması da mümkündür. Bu prosedürlerin topikal tedavilerle birlikte uygulanması söz konusu olabilse de, bazı hassas ciltler için uygun olmayacağı unutulmamalıdır. Lazer tedavisi, mikrodermabrazyon ve kimyasal peeling gibi tedavilerden yüzdeki kahverengi lekeleri gidermek için faydalanılabilir.
Yüzde Kahverengi Lekelerin Oluşumu Nasıl Önlenir?
Yüzde kahverengi lekeler oluşmasının ve oluşan lekelerin koyulaşmasının en önemli nedeni, güneşin zararlı ışınlarına maruz kalmaktır. Bunu önlemenin yolu ise güneşten etkili bir şekilde korunmaktır. Bu kapsamda, her gün en az SPF 30 ya da daha yüksek koruma faktörüne sahip güneş koruyucu ürünler kullanılmalıdır. Kahverengi lekelere yatkın ciltler için mineral filtreli güneş kremleri doğru bir seçim olabilir.
Cilde uygulanan güneş kremi iki ila üç saatlik aralarla yenilenmelidir. Cildi güneşten korumak için bol ve açık renkli kıyafetler tercih edilmelidir. Uzun süreli olarak güneşin altında kalınacağı durumlarda geniş kenarlı bir şapka ya da şemsiye tercih edilmelidir.
Tüm bunların yanı sıra cilt düzenli olarak ve doğru bir şekilde nemlendirilmelidir. Özellikle cilt lekelerinin oluşmaya başladığı durumlarda nemlendirme konusunda daha dikkatli olunmalıdır. Ciltte kuruluk ya da tahriş gelişmesi, ciltteki lekelerin koyulaşmasına neden olan faktörler arasında sıralanabilir. Bunu önlemek için cilt tipine ve ihtiyaçlarına uygun bir cilt temizleyici ve etkili bir nemlendirici kullanılmalıdır.