Glutatyon tedavisi, son yıllarda en çok tercih edilen tedavilerin başında geliyor. Özellikle Corona virüs sürecinde hastalar, bağışıklık sistemlerini güçlendirmek amacıyla glutatyon takviyesi yapmayı tercih ediyor. Sebebi ise herhangi bir viral enfeksiyon ile karşılaşılması durumunda, bağışıklık sistemini güçlendirdiği için, enfeksiyonun etkilerini azaltması. Yaşanacak rahatsızlıkların da en hafif şekilde atlatılmasını sağlar. İçerisinde üç aminoasit bulunur: Glutamin, Glisin ve Sistein. Sağlıklı bir yaşam ve hastalık etkilerinin en az seviyede seyir ettiği bir yaşlılık için, düzenli olarak alınması tavsiye edilir.
Glutatyon tedavisinin son birkaç yılda artan popülerliği de beraberinde birçok soru getiriyor. Sizler için Glutatyon tedavisi hakkında bilmeniz gerekenleri, bu konu hakkında en çok sorulan sorulara cevap vererek derledik.
Glutatyon nedir?
Glutatyon, vücuda bağışıklık kazandırmanın yanı sıra vücudu birçok hastalığın oluşmasına karşı koruyan güçlü bir antioksidandır. Faydaları ise saymakla bitmeyecek kadar çoktur. Günümüzde problem yaratan birçok kronik hastalığın oluşmasında önleyicidir. Ancak yalnız kronik rahatsızlıklarda sınırlandırmamak gerekir. Genel anlamda vücudu hastalıklara ve enfeksiyonlara karşı dirençli bir hale getirir. Hücrelerin daha iyi çalışmasını destekler ve vücutta yeteri kadar bulunduğunda, kişinin sağlıklı ve daha yüksek standartlarda bir hayat sürmesini destekler. Vücutta 20 yaştan sonra üretimi giderek azaldığı için, takviye alındığı taktirde kişilerde oluşan yaşlanma belirtilerini de en aza indirir.
Glutatyon eksikliği neden olur? Nasıl etki eder?
Yaşa bağlı olarak, vücutta üretilen glutatyon seviyesi azalmaya başlar. Sağlıksız beslenme ve dengesiz bir yaşam stili, vücuttaki glutatyon seviyesinin azalmasını hızlandırır. Ancak bu eksikliği düzeltmede yalnızca sağlıklı bir besleme düzeni oluşturmak yeterli de olmaz. Vücutta azalmaya başlamasıyla birlikte, bağışıklık sistemine etki eder. Kalp damar rahatsızlıklarından, demans gibi birçok hastalığın önündeki engelleyici etkisini kaybeder ve kişinin bu rahatsızlıklara karşı daha savunmasız bir hale gelmesine sebep olur.
Glutatyon tedavisi nasıl uygulanır?
Glutatyon tedavisi oral (ağız) yolla takviye edilebileceği gibi, damar yoluyla da alınabilir. Ancak ağız yoluyla alınması çoğu durumda yeterli bir çözüm olmaz. En etkili formu, damar yoluyla alınan IV glutatyon tedavisidir. Kliniğimizdeki hastalarımıza önerdiğimiz, haftada 1 kere olacak şekilde, minimum 4 ila 6 seans arasında glutatyon takviyesi alınmasıdır. Tedavi damar yoluyla gerçekleşir ve ortalama 30 dakika süreyle uygulanır. Glutatyonun yanı sıra C vitamini takviyesi de bulunur. C vitamini de bu serum takviyesini daha güçlü ve koruyucu bir hale getirir. Steril bir klinik ortamında uygulanması büyük önem taşımaktadır.
Glutatyon tedavisine besinlerle takviye yapılabilir mi?
Yalnızca besinlerle glutatyon seviyesini düzenlemek mümkün değildir. Ancak glutatyon tedavisi alırken, besinlerle bu tedaviyi desteklemek mümkündür. Bitkisel olarak glutatyon seviyesini arttıran besinlere şunları örnek verebiliriz; ıspanak, greyfurt, kuşkonmaz, elma, enginar ve karnabahar. Bu besinlerle, sağlıklı bir beslenme düzeni kurarak tedavi yanında ek bir direnç kazanılır.
Glutatyon cilde etki eder mi?
Glutatyon takviyesi, cildin daha sağlıklı ve canlı bir görünüme sahip olmasında destekçidir. Cildin nem oranını arttırırken bir yandan da renk tonlarını eşitler. Ciltte bir aydınlanma yaratır. Özellikle yüzde melanin oluşumunu engeller ve leke tedavisinde aktif bir rol oynar. Yani glutatyon tedavisi, yalnızca hastalıklara karşı korumaz. Cildi de yaşlanma belirtileri ve leke oluşumuna karşı korur, direnç kazandırır.