Botoks kolay uygulanabilen ve etkili sonuçlar almasını sağlayan bir medikal estetik prosedürü olduğundan hem kadınlar hem erkekler arasında oldukça popülerdir. Genel kanı yüzde istirahat halinde çizgiler görülmeye başlandığında botoks prosedürünün uygulanması yönündedir. Gülme ya da gülümse esnasında derinleşen çizgiler oluşmaya başladığında bunların botox prosedürü ile kolaylıkla tedavi edilmesi mümkündür. Kırışıklıklar derinleşmeye ve daha fark edilebilir olmaya başladığı zaman kişinin yüzünde oluşan görünümün yumuşatılabilmesi için botox prosedüründen yararlanılması etkili sonuçlar alınmasını sağlar. Yaş almaya bağlı olarak çizgilerin derinleşmesi ve cildin derin bir şekilde oluklu hale gelmesi durumunda bu görünümün yok edilmesi için botox uygulamasının yeterli gelmemesi mümkündür.
Botoks uygulaması yaptırmak isteyen kişilerin ilk olarak cilt yapıları ve görünümleri değerlendirilmelidir. Eğer doktor tarafından botoks tedavisinin uygulanmasına aykırı bir durum olduğu tespit edilmez ve etkili sonuçlar alınacağı kararı verilirse kişiye özel bir tedavi programı belirlenmelidir. Tedavi programı belirlenirken göz önünde bulundurulması gereken en önemli nokta hastanın yaşı, ihtiyaçları ve elde edilecek sonuç ile ilgili gerçekçi beklentilere sahip olup olmadığıdır. Bu bilgiler ışığında uygulama tekniği ve uygulanacak olan doz belirlenmelidir. Bu aşamada hedef maksimum faydanın elde edilmesi ve doğallıktan ödün verilmemesi olmalıdır.
Botoks Uygulaması Kaç Yaşında Yapılmalıdır?
Çeşitli nedenlere bağlı olarak meydana gelen çizgilerin, kırışıklıkların ve yaş almanın etkilerinin giderilmesi için uygulanabilecek en kolay ve en etkili medikal estetik prosedürü botokstur. Botoksun cerrahi bir müdahale gerektirmemesi, uygulama ve iyileşme sürecinin kısa ve konforlu olması, lokal anestezi altında enjeksiyon yapılarak uygulanması, estetik ameliyatlara oranla oldukça ekonomik olması gibi nedenlerden dolayı botoks uygulamasına gösterilen ilgi giderek artmaktadır.
Botoks tedavisine başlanılabilecek olan ideal yaş kişiden kişiye değişiklik gösterebilmektedir. Mimiklerini aşırı derecede kullanan, cilt yapısı kuru ve ince olan kişiler genellikle botoks uygulamasına daha erken yaşlarda ihtiyaç duymaktadır. Genel eğilim botoks uygulamasının 20’li yaşların sonunda ve 30’lu yaşların başında başlaması olmakla birlikte kişinin güneşin zararlı ışınlarına maruziyetinin fazla olduğu, koruyucu etkisi yüksek güneş kremi kullanmadığı, sigara kullandığı ve genetik yapısı dolayısıyla kırışık oluşumuna yatkın olduğu durumlarda botoks uygulamasına daha erken yaşlarda başlanması önerilmektedir.
Botoksa Başlama Yaşı Kişiden Kişiye Değişir
Mimik kullanımını, kırışıklıkların oluşumunu ve kasların aşırı hareketini azaltıp ciltte koruyucu bir etki oluşturmak için önleyici botoks prosedüründen yararlanılmaktadır. Aşırı mimik kullanımı kişilerin alınlarında, kaş aralarında, göz ve ağız çevrelerinde erken yaşlardan itibaren çizgilenmeler ve kırışıklıklar oluşmasına neden olmaktadır. Oluşan kırışıklıkların ilerleyen dönemde tamamen tedavi edilmesi imkansız bir hale gelebileceğinden dolayı kırışıklıkların henüz oluşmadan önlenmesi ve genç görünümün korunması için önleyici botoks prosedürünün uygulanması tercih edilmektedir.
Önleyici botoks tedavisi sayesinde kırışıklıkların henüz tam oluşup yerleşmeden kontrol altına alınması mümkün olmaktadır. Kırışıklıklara neden olan ve yinelenen hareketlerin sınırlanmasını sağladığından doğal olarak kırışıklık oluşumunun önlenmesinde de etkili bir rol oynamaktadır.
Önleyici botoks prosedürünün 20’li yaşların sonunda 30’lu yaşların başında tercih edilmesi ideal bir durum olarak kabul edilmektedir. Bunun altında yatan neden ise ideal olanın kırışıklıklar henüz ortaya çıkmaya başlamadan tedavi edilmesi olmasıdır.
Genellikle bireylerde ilk çizgilenmeler ve kırışıklıklar 30’lu yılların başlarında görülmektedir. Çoğunlukla 30’lu yaşların sonuna kadar kalıcı derin çizgilerin ve kırışıklıkların oluşması söz konusu olmamaktadır. Otuzlu yaşlarda mimik kullanımı fazla olmadığı durumlarda dahi özellikle kaşların arasındaki ve gözlerin çevresindeki bölgede bulunan kırışıklıklar görünür hale gelebilmektedir. Bu yüzden birçok kişi için bu yaş aralığında önleyici botoks prosedürüne başlanması doğru bir adım olarak kabul edilmektedir.
Genetik faktörlerin yanı sıra güneş ışınları, alkol ve sigara kullanımı bireylerde erken yaşlarda kırışıklıklar oluşmasına neden olabilmektedir. Stres faktörü 30’lu yaşların başındaki kişilerde kırışıklık oluşmasının en önemli etkenlerinden biri haline gelmektedir. Bunun nedeni stresin cildin kendini iyileştirme kabiliyetini yavaşlatmasıdır. Cildin doğal bariyeri normal şartlar altında ciltte nemin tutulmasına yardımcı olma özelliğine sahip bulunmaktadır. Ancak parçalanması durumunda cildin erken yaşlanmasına yol açan en önemli etkenlerden biri haline gelmektedir.
Otuzlu yaşlarda birçok kişinin gözlerinin köşelerinde kaz ayaklarının oluşmaya başladığı görülmektedir. Bunun en önemli nedeni göz çevresindeki cilt yapısının çok daha ince olması ve bu bölgede bulunan bezlerin daha az yağ salgılamasıdır. Bu faktörlerin etkisiyle söz konusu bölge kırışık oluşumuna çok daha duyarlı bir yapıya sahip olduğundan ilk çizgilerin genellikle burada oluştuğu bilinmektedir.
Botox uygulaması ile kaz ayaklarının tedavisi çok etkili bir yöntem olup bölgedeki kırışıklıkların yumuşatılmasını sağlamaktadır. Ancak botoks enjeksiyonu yapılırken göz çevresinde bulunan kırışıklıkların doğal bir gülümsemenin en önemli unsuru olduğu unutulmamalı ve doğallığı koruyacak dozda enjeksiyon yapmaya özen gösterilmelidir. Göz çevresine fazla dozda botoks enjeksiyonu yapılması doğallığın bozulmasına ve samimiyetten uzak bir gülüş sergilenmesine neden olmaktadır. Bu nedenle yapılması gereken kaz ayaklarının tamamen dondurulması değil yumuşatılması olmalıdır.